Du hast angefangen Türkisch zu lernen? Süper! Wir haben die 20 häufigsten Verben auf Türkisch für dich zusammengestellt – und zwar mit ihrer Konjugation in der Gegenwart sowie nützlichen Beispielsätzen. Sicherlich hast du schon einige Begrüßungs- und Verabschiedungsformeln sowie die wichtigsten Wörter wie „danke“, „bitte“ gelernt. Mit diesen Verben kannst du eine Vielfalt neuer Sätze selbstständig bilden.
Die Konjugation der 20 häufigsten türkischen Verben auf einen Blick
1. yapmak – „machen, tun“
- ben yapıyorum – „ich mache“
- sen yapıyorsun – „du machst“
- o yapıyor – „er/sie/es macht“
- *biz yapıyoruz *– „wir machen“
- siz yapıyorsunuz – „ihr macht/Sie machen“
- onlar yapıyorlar – „sie machen“
Beispiel: Ne yapıyorsun? – „Was machst du?“
Achtung! Es gibt ein weiteres türkisches Verb, das „machen“ oder „tun“ bedeutet: etmek. Das wird zum Beispiel mit Teşekkür ederim („Danke“, wörtlich: „Ich tue Dank.“) verwendet.
2. gitmek – „gehen, fahren“
- ben gidiyorum
- sen gidiyorsun
- o gidiyor
- biz gidiyoruz
- siz gidiyorsunuz
- onlar gidiyorlar
Beispiel: Türkiye’ye gidiyoruz. – „Wir fahren in die Türkei.“
Achtung! Wie bei etmek erweicht auch das „t“ von gitmek zu einem „d“, wenn die Gegenwartsendung -İyor angehängt wird.
3. gelmek – „kommen“
- ben geliyorum
- sen geliyorsun
- o geliyor
- biz geliyoruz
- siz geliyorsunuz
- onlar geliyorlar
Beispiel: Sen de gel! – „Komm du auch mit!“
Tipp: Lässt du die Endungen -mek/-mak der Verbgrundformen weg, erhältst du die Befehlsform in der Einzahl, z. B. Gel! („Komm!“) Git! („Geh!“).
4. almak – „nehmen, kaufen, erhalten“
- ben alıyorum
- sen alıyorsun
- o alıyor
- biz alıyoruz
- siz alıyorsunuz
- onlar alıyorlar
Beispiel: Ekmek de al! – „Kauf auch Brot!“
Tipp: Wenn du höflich etwas bestellen möchtest, merk dir einfach die Form alabilir miyim („könnte ich bekommen“). Das stellst du dann deiner Bestellung nach, z. B. Bir bira alabilir miyim lütfen? („Könnte ich bitte ein Bier bekommen?“)
5. istemek – „wollen, möchten“
- ben istiyorum
- sen istiyorsun
- o istiyor
- biz istiyoruz
- siz istiyorsunuz
- onlar istiyorlar
Beispiel: Ben döner istiyorum. Sen ne istiyorsun? – „Ich möchte einen Döner. Was möchtest du?“
Achtung! Personalpronomen (ben, sen etc.) werden nur verwendet, wenn sie extra betont werden sollen. Andernfalls lässt man sie weg, da es sonst unnatürlich klingt.
6. çalışmak – „arbeiten, funktionieren“
- ben çalışıyorum
- sen çalışıyorsun
- o çalışıyor
- biz çalışıyoruz
- siz çalışıyorsunuz
- onlar çalışıyorlar
Beispiel: Bugün çalışmıyorum. – „Heute arbeite ich nicht.“
Hast du bemerkt, dass das Verb hier verneint ist? Dazu wird an den Verbstamm das „m“ der Verneinungssilbe me/ma angehängt, ihr folgt die Gegenwartsendung.
7. bilmek – „wissen, können, kennen“
- ben biliyorum
- sen biliyorsun
- o biliyor
- biz biliyoruz
- siz biliyorsunuz
- onlar biliyorlar
Beispiel: Bilmiyorum. – „Ich weiß es nicht.“
8. konuşmak – „sprechen“
- ben konuşuyorum
- sen konuşuyorsun
- o konuşuyor
- biz konuşuyoruz
- siz konuşuyorsunuz
- onlar konuşuyorlar
Beispiel: Kimle konuşuyorsun? – „Mit wem sprichst du?“
9. okumak – „lesen, studieren/zur Schule gehen“
- ben okuyorum
- sen okuyorsun
- o okuyor
- biz okuyoruz
- siz okuyorsunuz
- onlar okuyorlar
Beispiel: Gazete okuyor. – „Er/Sie liest Zeitung.“
10. sevmek – „mögen, lieben“
- ben seviyorum
- sen seviyorsun
- o seviyor
- biz seviyoruz
- siz seviyorsunuz
- onlar seviyorlar
Beispiel: Seni seviyorum. – „Ich liebe dich.“
11. demek – „sagen, nennen, bedeuten, heißen“
- ben diyorum
- sen diyorsun
- o diyor
- biz diyoruz
- siz diyorsunuz
- onlar diyorlar
Beispiel: Bu ne demek? – „Was bedeutet das?“
12. düşünmek – „überlegen, nachdenken“
- ben düşünüyorum
- sen düşünüyorsun
- o düşünüyor
- biz düşünüyoruz
- siz düşünüyorsunuz
- onlar düşünüyorlar
Beispiel: Çok düşünüyorsun. – „Du denkst zu viel nach.“
13. yemek – „essen“
- ben yiyorum
- sen yiyorsun
- o yiyor
- biz yiyoruz
- siz yiyorsunuz
- onlar yiyorlar
Beispiel: Ne yiyoruz? – „Was essen wir?“
14. içmek – „trinken“
- ben içiyorum
- sen içiyorsun
- o içiyor
- biz içiyoruz
- siz içiyorsunuz
- onlar içiyorlar
Beispiel: Çay içiyoruz. – „Wir trinken Tee.“
15. başlamak – „anfangen, beginnen“
- ben başlıyorum
- sen başlıyorsun
- o başlıyor
- biz başlıyoruz
- siz başlıyorsunuz
- onlar başlıyorlar
Beispiel: Film saat kaçta başlıyor? – „Um wie viel Uhr beginnt der Film?“
16. olmak – „sein, werden, passieren“
- ben oluyorum
- sen oluyorsun
- o oluyor
- biz oluyoruz
- siz oluyorsunuz
- onlar oluyorlar
Beispiel 1: Ne oluyor? – „Was passiert hier?“
Beispiel 2: Ne oldu? – „Was ist passiert?“
Achtung! Im zweiten Beispiel steht das Verb olmak in der Vergangenheit. Du solltest dir diesen Satz merken, wenn du ein neugieriger Mensch bist.
17. söylemek – „sagen, singen“
- ben söylüyorum
- sen söylüyorsun
- o söylüyor
- biz söylüyoruz
- siz söylüyorsunuz
- onlar söylüyorlar
Beispiel: Bu şarkıyı kim söylüyor? – „Wer singt dieses Lied?“
18. yatmak – „liegen, sich hinlegen, ins Bett gehen“
- ben yatıyorum
- sen yatıyorsun
- o yatıyor
- biz yatıyoruz
- siz yatıyorsunuz
- onlar yatıyorlar
Beispiel: Ben yatıyorum, iyi geceler! – „Ich gehe ins Bett, gute Nacht!“
19. oturmak – „sitzen, sich setzen, wohnen“
- ben oturuyorum
- sen oturuyorsun
- o oturuyor
- biz oturuyoruz
- siz oturuyorsunuz
- onlar oturuyorlar
Beispiel: Nerede oturuyorsunuz? – „Wo wohnt ihr/wohnen Sie?“
20. sormak – „fragen“
- ben soruyorum
- sen soruyorsun
- o soruyor
- biz soruyoruz
- siz soruyorsunuz
- onlar soruyorlar
Beispiel: Çok soru soruyorsun! – „Du stellst zu viele Fragen!“